Kur'an-ı Kerimden Ayetler

 MAKALELER 

BÖBREK HASTALARINA MÜJDE!

 

2005 yılında yazıp yayınladığımız" 6 Günde Yaratılış ve İnsan" kitabımızın, "Geleceğin Bilim Dalları" bölümünde, tabiri caizse insan vücudunun yedek parçalarını yani artık görevini yapamayan hastalanmış böbrek kalp akciğer vb organların, bioelektronik sistemlerle üretileceğini ve hastaların başka bir insandan organ beklemesine ya da organ bağışlamasına gerek kalmayacağını ilan etmiştik. Ne mutlu bize ki Allah’u Teala, verdiğimiz bu haberlerde bizi yanıltmıyor ve söylediklerimiz zaman içinde bir bir çıkıyor. Tam olarak bioelektronik hücrelerin üretilmesi henüz başarılmamış olmasına rağmen, yine de mekanik sistemin yanında bioelektronikte kullanılarak yapay böbrek yapıldığı haberini bu gün bir gazetede sevinçle okudum.

 


 
Şimdi sizlere konuyla ilgili sayfaları 6 GÜNDE YARATILIŞ VE İNSAN kitabımızdan konuyla ilgili sayfaları hatırlatmak için aktarıyoruz. 

 

'Önümüzdeki yıllarda başlayacak olan Kur’an ilimlerinin açığa çıktığı çağda, İnsan-ı Kamillerin çağın ihtiyacı olarak açığa çıkaracağı bilim dallarını şu ana başlıklar altında toplayabiliriz.


1- Tıpta açılacak olan yeni bilim dalı
2- Bio-elektronik bilim dalı
3- Uzay teknolojileri bilim dalı


Şimdi tıpta açılacak olan bilim dallarının içeriği hakkında kısaca bilgi verelim;
Günümüzdeki tıpla uğraşan bilim adamları organ nakli konusunda çok zorlanmaktadırlar. Organ bekleyen hastalar da mağdur olmaktadırlar. Çünkü insanlardaki D.N.A.larda bulunan bilgilerin sıralaması her insanda değişik olduğu için doktorlar hastaya uygun organ bulabilmek için, hastaya yakın akrabalarının D.N.A.larında ki bilgilerin sıralaması tamı tamına uymasa bile (uyması mümkün değildir) benzerlik teşkil ettiklerinden, akraba organı beklemektedir.


Örneğin; böbrek bekleyen bir hasta için nakledilecek olan böbrek alındığı vücudun D.N.A. bilgileriyle donatıldığı için o vücuttaki görevlerini D.N.A.larda ki almış olduğu emirler sıralamasına uyum sağlamıştır ve vücutla böbrek senkronize bir çalışma içerisindedir. O böbrek yakın akraba olsa bile nakledileceği vücudun D.N.A.larında alacağı emir sıralamasına uyum sağlaması çok zordur. Çünkü böbrek asıl vücudunda saniyede 500 emir alıp yerine harfiyen getiriyordur. Yakın akrabaya nakledildiğinde böbrek o vücudun D.N.A.sında ki gelen 500 emrin ancak 50 ile 100 tanesini yerine getirir. Bu da birkaç yıl içerisinde o böbreğin de iflası demektir.


Hastanın kaybedilmemesi için ve böbreğin nakledildiği vücut çerisinde tam bir uyum içerisinde çalışması için böbreğin hafızasının tamamen boşaltılması lazımdır. Yani o böbreğin daha önce hiçbir emir almamış gibi bir konuma getirilmesi gereklidir. İşte bu konuda çığır açacak İnsan-ı Kamiller ortaya koyacakları tıp teknolojisinde bu sorunu şöyle çözeceklerdir.


Bunun yollarından biri; bioelektronik cihazlarla (bu cihazların çalışma prensiplerini ileride yayınlayacağımız kitabımızda yayınlayacağız) nakledilecek böbreğin hafızasını sildikten sonra böbrek nakli bekleyen hastaya takılacak ve o böbrek yeni vücudundaki D.N.A.lardan gelen saniyedeki 500 emri hafızasına yerleştirip o vücuda tam bir uyum sağlayacaktır. Böylece böbrek hastalarına yakın akrabalardan böbrek nakli şartı ortadan kaldırılacaktır. Bu sistem diğer arızalı olan hassas organlara uygulanabilir.


Kur’an-ı Kerim'de insan uzuvlarının hafızalarının bulunduğunu kanıtlayan ayetler vardır:
“Nihayet oraya geldikleri zaman kulakları, gözleri ve derileri işledikleri şeye karşı onların aleyhine şahitlik edecektir.” Fussılet Suresi 20
 

“Derilerine: Niçin aleyhimize şahitlik ettiniz? derler. Onlar da: her şeyi konuşturan Allah, bizi de konuşturdu. İlk defa sizi o yaratmıştır. Yine O’na döndürülüyorsunuz, derler.” Fussılet Suresi 21
 

“Siz ne kulaklarınızın, ne gözlerinizin, ne de derilerinizin aleyhinize şahitlik etmesinden sakınmıyordunuz, yaptıklarınızdan çoğunu Allah’ın bilmeyeceğini sanıyordunuz" Fussılet Suresi 22


 

Yukarıdaki ayetlerde anlaşıldığı gibi insan uzuvlarının kendilerine ait bilgi depoladıkları ve insanın DNAlarında almış oldukları bilgileri yerleştirdikleri hafızaları vardır. Çünkü hafızası ve bilgisi olmayan hiçbir varlık konuşup şahitlik edemez belki ayette belirtilen uzuvlarımızın konuşmaları bizim anladığımız manada ağzın ve dilin oluşturduğu kelamlardan olmayacaktır. Ama o uzuvlardan dile gelen bu bilgilerin bir hafızada depolandığı gerçektir.

 

İşte yeniçağın yeni bilim dallarını ortaya koyup geliştirecek bilim adamlarından tıp ilmiyle uğraşanlar uzuvların hafızalarından hastalıkların tedavileri için çok faydalanacaklardır.

 

Burada birazda elektroniğin yönünü değiştirecek ve zamanımızda İnsan-ı Kamiller tarafından insanların faydalanmaları için ortaya konacak bioelektronik teknolojisinden bahsedelim. Bilindiği gibi elektronik cihazlar bundan elli yıl önce elektronik lambalarla çalışırdı. Bu sistemle çalışan bir bilgisayar onlarca metrekare alana ancak sığdırılırdı. Daha sonra icat edilen transistörler sayesinde elektronik cihazlar çok küçültüldü, entegrelerin icadıyla da elektronik cihazlar mikro seviyelere indiler.


Transistörler ve entegrelerin çalışması evrenin yapısında olduğu gibi alternatifliği gerektirir. Bir transistorün yapısı, göreceği işe ve aldığı elektrik akımını yükseltme veya düşürme pozisyonlarına göre, pozitif-negatif-pozitif ( PNP) veya negatif-pozitif-negatif (NPN) dir. Entegreleri meydana getiren yapı transistörleri meydana getiren yapıyla aynı alternatifliği içerir.


 
Yalnız bir entegre yüzlerce transistorün işini görür. Bio-elektronik bir transistör de ise (PNP) yapı, yani pozitif yapısını meydana getiren maddesi pozitif yüklü hücrelerden elde edilir. Negatif yapıyı meydana getiren yapı ise negatif yüklü hücrelerden elde edilir. Böyle bir yapıda imal edilen transistör veya entegreler takıldığı sistemlerde kendi üzerlerinden geçen bütün bilgileri hafızalarında tutarlar ve oluşturdukları elektronik sistemlerdeki oluşacak arızalarda kendi kendini onarma yeteneklerine sahip olurlar. Yani bu zamanda ilim adamları cihazlara ya da makinelere şekil vermekle kalmayıp onlara kendi kendilerini onarma yeteneklerini de vereceklerdir…'

 

6 GÜNDE YARATILIŞ VE İNSAN kitabından..

 

(08 Eylül 2010  Sabah Gazetesi)

 

Önümüzdeki aylar ve yıllar içerisinde İslamın tıp bilim adamları yapay organ sistemlerini dahada geliştirecekler, tamamen bioelektronik sisteme çevireceklerdir.


 
Cafer İskenderoğlu