Kur'an-ı Kerimden Ayetler

 MAKALELER 

TUVA VADİSİ'NDEKİ YÜZÜN SIRRI

 

 TUVA VADİSİ'NİN SIRLARI -3


“Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (o kitaptaki peygamberi), öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen onlardan bir grup bile bile gerçeği gizler.” BAKARA SURESİ -146

 

“Yahudiler Tevratta, Hıristiyanlar da İncilde ahir zaman Peygamberinin vasıflarını gördüler, onun gelmesini beklediler; her nesil bunu kendinden sonra geleceklere anlattı ve inanmalarını tavsiye etti. Bunun için her iki zümre de bu peygamberin gelmesini dört gözle bekliyorlardı. Ancak onun Araplar arasından ve bir yetim kimse olarak gönderildiğini görünce sırf ırkçılık gayret ve düşüncesiyle inkâr ettiler. Halbuki onun hak peygamber olduğunu, kendi oğullarını bilip tanıdıkları gibi biliyorlardı.”  TDV MEALİ.
*Yukarıdaki açıklama Kur'an'ın mealini veren yorumculara aittir. 

 

Peki  o dönemdeki özellikle Yahudiler, Peygamber Efendimizi (s.a.v.) henüz gelmeden önce kendi oğulları gibi nasıl tanıyorlardı?


Ellerindeki kitaplarda Peygamber Efendimizi (s.a.v.) resim gibi anlatan bir yorum olması imkansızdır. Çünkü, Allahu Teala ayetlerinde gönderdiği Peygamberlerin fiziki şemaillerini değil, ilim ve ahlaklarını tasvir etmiştir. Aynen Kur'an'da ismi geçen Peygamberlerin anlatımında olduğu gibi. İşte Yahudiler, Nemrud dağındaki yani Tuva vadisindeki suretten tanıyorlardı Peygamber Efendimizi (s.a.v.).

 

Yukarıdaki profilden görünen sureti ilk bakışta kavrayamayanlar için bu suretin üzerine karakalemle çizilmiş ikinci resim bir fikir verecektir. Sarık kısmında Arapça MUHAMMED yazısına dikkat ediniz. Daha önceleri bu yazı yoktu Ahirzaman yaklaştıkça delillerin zuhuru, o kısma yapılan toprak bir yol MUHAMMED yazısını oluşturmuştur.


 

Yukarıdaki çehrenin (yüz) ahir zamanda herkes tarafından kolaylıkla görüleceği hadislerde bildirilmiştir. Bu konuda Peygamber Efendimizin (s.a.v.) torunlarından Cafer-i sadık hazretlerinden gelen bir açıklama şöyledir:


İmam Caferi Sadık aleyhisselam şöyle buyurdu:
“Gökten nida gelecek olan yıldan önce Recep ayında bir alamet vardır.
Arzettim ki: O alamet nedir?
Buyurdu ki: Aydan (gökyüzünden bakınca) bir çehre (yüz)ortaya çıkacak ve açık bir el görünecek.”  GAYBET-İ NUMANİ

 

Şimdi Tuva kelimesinin ne anlama geldiğini bir daha hatırlayalım.

TUVA; övülmüş anlamına gelir. Lügat manası budur.

Peki neden övülmüştür?

 

“Oraya vardığında kendisine (tarafımızdan): Ey Musa! diye seslenildi:
Muhakkak ki ben, evet ben senin Rabbinim! Hemen pabuçlarını çıkar! Çünkü sen kutsal vadi Tuva'dasın!” TAHA SURESİ -11-12

 

Bu ayettin Arapça'sından geçen “nalınlarını (papuçlarını) çıkar” anlamında tercüme edilen kelimelerin asıl anlamı;
“fahla' na'leyk”
“ya musa şiddetli tecellime tahammül edecek hale gelmek için (beden muhafazandan) çık” şeklindedir.


Çünkü Allahu Teala sadece cüzi bir tecelli ile Tuva vadisinde tecelli etmiştir. Bu tecelliyi İlahi eğer cüzi olmasaydı yanlız Dünya değil kainat yanardı. Allahu Teala, kainatı ve içindekileri Peygamber Efendimizin (s.a.v.) yüzü suyu hürmetine yaratmıştır. Ve zatında zatına tecelli etmiştir. Bu tecellide var olan Peygamber Efendimizdir (s.a.v.).


Hz. Cabir bin Abdullah, Peygamber Efendimize (s.a.v.) hitaben; “Ya Resulullah Hakk (cc) ilk önce neyi yarattı?” Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki; “İlk yaratılan senin Peygamberinin nurudur.”


Bu sebeple Allahu Teala'nın kainatta nereye ve nasıl bir tecellisi olursa olsun o tecellinin eseri Peygamber Efendimizden (s.a.v.) bir iz bırakır. Tuva'da ki İlahi tecellinin eseri de bu mübarek yüz resmidir. Tuva'daki Peygamber Efendimize (s.a.v.) benzeyen suret elbetteki çok geniş bir alanı kaplamaktadır. İlahi tecelli cüzi olsada Allahu Teala'ya göre cüzidir. Bize göre ise geniş bir alanı kaplar.


Tuva'nın anlamı “övülmüş” idi. Muhammed isminin anlamı da "defalarca övülmüş" demektir. Bu dağdaki vadiye bu sebep ile Allahu Teala, Tuva ismini vermiştir. “Çünkü sen kutsal vadi Tuva'dasın” ayeti buna delildir.


Hz. Musa, Bu ilahi sırra direk mazhar olduğu için Tuva vadisine gömülmek istemiş ve kendisinden önce ölen kardeşi Hz. Harun'u dahi Tuva vadisine defnetmiştir. Nemru dağı ve Tuva vadisinde Komagene krallığına ait bir tek eski kale ya da saray kalıntısı yoktur. Yani Tuva vadisinde herhangi bir şehir ya da kasaba kurulmamıştır. Krallık kalıntıları dağdan çok aşağılardadır. Nemrut dağındaki Tuva vadisinin yüksek kısmında bulunan Tümülüs Hz. Musa'nın kabridir. Hz. Musa ömrünün son zamanlarını Urfa yöresinde geçirmiş bu yörede izler dahi bırakmıştır. Ve zaman zaman Tuva vadisine bir nevi hac ziyaretinde bulumuştur. Hz. Musa'nın vefatından sonrada bu ziyaretler sürdürülmüş Arap yarımadasında yaşayan Yahudiler bu hac ziyaretlerinde gördükleri yüz resminin kime ait olduklarını bu sebeple çok iyi biliyorlardı.


Mekke sokaklarında iki Yahudi Peygamber Efendimizi (s.a.v.) uzaktan görür. Yahudinin birisi arkadaşına derki; “işte bu ahirzaman Peygamberiyim diyor sen tanırsın gerçekten O mu?” diğer Yahudi bakar ve “vallahi odur” der. Arkadaşı; “peki ona uyup tasdik edecek misin?” diye sorar. Yahudi der ki; “hayır elimden geldiğince muhalefet edeceğim”.

 

 

Yukarıdaki resim Şanlıurfa'nın Şoğmatar (yağmurlu) köyündeki Hz. Musa'nın izlerinden olan Hz. Musa'nın kuyusudur. Aşağıdaki metin Türsab arge depertmanının hazırladığı Şanlıurfa dosyasından alınmıştır.


“Hz. Şuayb Peygamber Urfa'da Şuayb şehrinde yaşamış, Hz. Musa ile Şuayb şehri yakınlarındaki şoğmatarda buluşmuştur.” TÜRSAB ARGE.


Hz. Musa'nın son zamanlarında Şoğmatar'da çiftçilik yaptığıda söylenir. Hz. Musa'nın vefatında da Şuayb as, vasiyet üzerine Hz. Musa'yı Tuva'da yüz resmine bir taş atımlık mesafeye defnedilmiştir.


Tuva vadisinin kutsallığını Hz. Musa'dan sonra gelen Peygamberler biliyordu ve ziyaret ediyorlardı. Birçok veli, zat dahi bu vadiyi ziyaret edip maneviyatından istifade etmiştir. Hatta Hz. İsa'dan sonra, Peygamber Efendimizden (s.a.v.) önce gelen Hz. Cercis Peygamberin kabri Tuva vadisine kuş uçuşu 30 – 40 km mesafededir. Hz. Cercis de Tuva vadisini ziyaret edenlerdendi. 12. yüzyılda Hz. Cercis'in kabrinin yanına bir kilise yapılmıştır.

 

Hz. Cercis'in kabrinin bulunduğu kilise kalıntısı. MALATYA VENK KÖYÜ
 

Allaha emanet olun
Dua edin

 

Cafer İskenderoğlu