Maya takviminin sona ermesine birkaç gün kaldı.
Bu güne kadar 21 Aralık 2012 konusunda İnsanları korkuya sevkeden birçok kitap yazıldı, Tv programları yapıldı. 2009 yılında ifade ettiğimiz gibi 21 Aralık 2012 de kıyamet kopmayacak, ancak İnsanlık alemi yeni bir bilinç çağına girecek. Yeni bilinç çağına geçiş insanlık alemi için, özellikle Ortadoğu'da yaşayan halklar için çok acılı bir geçiş dönemi olacaktır. Nitekim kan ağlayan Ortadoğu'da yaşananlar gözler önündedir.
Önümüzdeki yıllarda bu güzel ülkemiz de zorunlu olarak bu kargaşa ve savaşa, hatta iç savaşa dahil olacaktır. Türkiyede terör olayları had safaya çıkacak, tüm ülke büyük bir huzursuzluk yaşayacaktır. İnşallah bu kaos kısa sürer.
2012 konusunda daha evvel ifade ettiğimiz gibi, doğal afetler ve depremler eskiye nazaran daha da artmıştır. "Arap baharı" adı altında Deccalin savaşı başlamıştır. Arap ülkeleri özgürlük kazanmak için kandırılıp ayaklandırıldı ve özgürlükleri ellerinden alındı. Deccalin cehennemi ve cennet göstermesi de budur.
O ülkelerde daha üç yıl kan akması durmayacaktır. Ne yazık ki yukarıda söylediğimiz gibi bu kargaşaya biz de dahil olacağız, hatta olduk.
Yine 2009 yılında, Müdessir suresinin 8. ayetinde geçen Nakur'un sesinin duyulacağını ilan etmiştik. Nakur'un sesi 2011 yılının ortalarında başlayıp, 2012 yılında hemen hemen dünyanın her tarafında duyulmuştur. Bu ses, galaksimizin merkezinde bulunan karadeliğin sesidir. Galaksimizin merkezindeki karadeliğin (Nakur'un) sesininin duyulduğunu NASA dahi açıklamıştır. Nakur'un sesi zaman zaman azalıp çoğalmaktadır. Şehirlerde oturanlar, Nakur'un sesini şiddetlendiği zaman duymuşlardır. Kırsal kesimde ise özellikle geceleri Nakur'un sesi daha net duyulmaktadır. Güneş sistemimiz bu günlerde Nakura en yakın noktadan geçmektedir. Nakur'un çekim gücünden etkilenen Güneşteki patlamalar, en üst noktaya çıkmıştır. Bu Güneşteki bu patlamalar, dünyamızın etrafındaki uyduların bir çoğunu etkileyip devre dışı bırakmıştır. Özellikle casus uydular bu patlamalardan ve Nakur'un çekim gücünden etkilenmişlerdir. Önümüzdeki günlerde Güneş patlamalarının ve Nakur'un çekim gücünün daha da artması beklenmektedir. Nakur'un çekim gücü ve Güneş patlamalarının etkisi mevsimleri de etkilemiş Dünya'nın doğal dengesini de bozmuştur. İşte böylece bilinç ve aydınlık çağına geçiş süreci sancılı başlamış olup, tüm dünyayı sarmaktadır.
Ayrıca, Yecüc ve Mecüc ile igili yazımızda kötü niyetli kavimlerin, uzayın derinliklerindeki gezegenlerinden yola çıkmış olduklarını duyurmuştuk. Aldığımız haberlere göre, bu kötü niyetli gurubun 200.000 kişilik öncü birlikleri, Dünyamızın atmosferi ötesinde yerlerini almaya başlamışlardır. Kötü niyetlilerin peşlerinden gelecek olan iyi niyetli Ademoğullarının habercileri de, Dünyamızın atmosferi ötesine yerleşmiştir. Ancak bu ekibin sayısı henüz azdır, bu gelişmeyi NASA da çok yakından takip etmektedir.
...............
Milliyet Gazetesi - 03 Ekim 2012 - 11:26
UFO gözlemleri patladı!
Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de sıklıkla UFO gözlemleri yapılmakta olduğunu bildiren Sirius UFO Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi, özellikle içinde bulunduğumuz 2012 yılında kendilerine yapılan UFO ihbarlarının arttığını belirtiyor. Söz konusu gözlem ve kayıtların yapıldığı bölgeler ise İstanbul ve çevresi, Antalya, Alanya, Fethiye, Ordu, Bursa, Samsun, Ankara, İzmir, Efes ve çevresi, Aksaray, Manisa, Afyon, Uşak, Bolu, Denizli, Kayseri, Sivas, Nevşehir, Konya, Sivas, Edirne, Bilecik, Kırıklareli, Amasya, Çanakkale, Eskişehir, Safranbolu, Giresun, Gümüşhane, Kıbrıs, Adıyaman, Ağrı, Siirt, Bitlis, Erzincan, Erzurum, Zonguldak, Avşa adası, Ayvalık, Çorum, İzmit, Bolu ve Uşak olarak sıralanıyor.
Türkiye'de son 10 yıldır yapılan UFO ihbar ve gözlemlerindeki artışın yılda %15-20 civarında olduğunu belirten Sirius, 2012 yılındaki ihbar sayısının geçmiş yıllara oranla %60 daha yüksek olduğunun altını çiziyor. (Alıntıdır)
...............
Binlerce yıl önce dünyamızın çeşitli yerlerinde zulüm edip kargaşa çıkaran bu kavimleri, Zülkarneyn (a.s) uzayın derinliklerinde bir gezegene yerleştirmişti. Son 100 yıldır bu kötü kavmin öncüleri Dünya üzerindeki deccal zihniyetiyle irtibat halinde olup yine bu dünyaya yerleşme çabaları içerisindedir. Bu konuyla ilgili küçük bir anekdot aşağıdadır.
İşte ilginç olaylardan biri...
(1997 yılında Art Bell isimli bir sunucu tarafından sunulan talk şov programına 51. bölgede çalıştığını iddia eden biri telefonla bağlanıyor. Programa bağlanan adamın söylediklerinde doğruluk payı çok daha fazlaydı. İşletmediği belliydi ve aniden canlı yayında adamın sesi kesildi.
Telefonla bağlanan kişi:
- Selam Art?
- Şu an fazla zamanım yok...
Art:
- Öncelikle bu hat senin hattın mı? Düzenli olarak kullanıyor musun?
Telefonla bağlanan kişi:
- 51.Bölge'nin eski bir çalışanıyım. 1 hafta önce işten çıkarıldım.
Telefonla bağlanan kişi:
- Ve..ve..
Telefonla bağlanan kişi:
- Sürekli bütün ülkede kaçış halindeyim.
- Nereden başlayacağımı bilemiyorum.
- Onlar...onlar beni...
Telefonla bağlanan kişi:
- Sürekli bu alanın üstünde üçgenler çiziyorlar.
Art:
Telefonda fazla kalamayacaksın sanırım, o yüzden bize birşeyler söylersen çabuk...
Telefonla bağlanan kişi:
- Tamam...tamam...
- Uzaylılar hakkında şunları söyleyebilirim Art; başka bir boyuttan gelen varlıklar oldukları kesin.
Telefonla bağlanan kişi:
- Uzaydan gelen öncüler ve biz onlarla kontak kurmaya çalışıyorduk...
Telefonla bağlanan kişi:
- Onlar iddia edildiği gibi varlıklar değiller...
- Birçok askeri birliğin içine sızmışlar...
Telefonla bağlanan kişi:
- Özelliklede 51.Bölgeye
Telefonla bağlanan kişi:
- (Ahh) Felaketler geliyor... Ordu...
- Özür dilerim...
- Hükümet uzaylıları biliyor...
Telefonla bağlanan kişi:
- Dünyanın birçok bölgesinde güvenli bir şekilde nüfuslarını taşıyabilecekleri yerler var...
- Şimdi...Art
Art:
- Ama birşey yapmıyorlar... Hiçbirşey yapmıyorlar...
Telefonla bağlanan kişi:
- Yapmıyorlar.
Telefonla bağlanan kişi:
- Dünyanın fazla nüfuslu yerlerini yok etmek istiyorlar...
- Böylece daha az nüfus kalsın ve kontrol etmesi kolay olsun diye...
Telefonla bağlanan kişi:
(Ağlıyor)
Bağlantı kesiliyor...
Uydu bağlantısı kopuyor...
Bağlantı gitti...) (Alıntıdır)
...............
Dünya üzerindeki devlet başkanlarının hepsi, uzaylıların çok yakından dünyamızla ilgilendiklerini ve bir çoğunun yeryüzüne yerleşip, aramızda yaşadıklarını bilmektedirler. Bu konuyla ilgili eski Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev'in açıklaması aşağıdadır:
"BANA UZAYLILARLA İLGİLİ BİR DOSYA VERİLDİ"
Uzaylılarla ilgili soruya ise "Bana dünyaya inen uzaylılarla ilgili bir dosya verildi. Kaçının aramızda yaşadığını söylersem paniğe sebep olur" dedi
Öyle görünüyorki 3. Dünya Savaşı, Dünya Milletleri arasında olacağı gibi, aynı zamanda Dünya ile uzayın derinliklerinden gelenler ile de olacaktır. Bu harplerin sonunda Dünya nüfusunun 3 te 1'i kalacaktır. Bu kalan nesil, çok yüksek bilinçli insanlar yetiştirecektir. Yeni yetişecek olan nesil, maddesel teknolojiye bağlı kalmayıp, Dünya ve uzay üzerinde enerji ve ışık bedenlerini kullanarak seyahat edeceklerdir. Bugüne kadar Dünyanın etrafını saran ve eskilerin Kaf dağı olarak tarif ettiği manyetosferin üzerindeki “gök kapılarını” kullanarak, uzaya çıkan İnsanların sayısı onlarla ifade ediliyordu. 3. Dünya Savaşı'ndan sonra, gelecek olan yeni bilim çağında, yetişecek yüksek bilinçli insanların yarıdan fazlası, "gök kapılarını" kullanabileceklerdir. Biz "gök kapılarını", detaylı olarak “6 GÜNDE YARATILIŞ VE İNSAN” adlı kitabımızda yazmıştık. O dönemlerde bizi alaya alarak (göğün kapısı mı olur?) diyenlere, bu gün bilim adamları ispatlı olarak cevap vermiştir. Bu konuyla ilgili haber aşağıdadır.
...............
“Bizim âyetlerimizi yalanlayıp da onlara karşı kibirlenmek isteyenler var ya, işte onlara gök kapıları açılmayacak ve onlar, deve iğne deliğine girinceye kadar cennete giremiyeceklerdir! Suçluları işte böyle cezalandırırız!” ARAF SURESİ-40
milliyet.com.tr
Bilim adamları "gizli kapılar" buldular.
Bilim adamlarının dünyanın manyetik alanında bulduğu "kapılar" bakın neler yapıyorlar!
NASA'ya göre Iowa Üniversitesi araştırmacısı Jack Scudder, "dünyanın manyetik alanında her gün yüzlerce kez açılıp kapanan gizli kapılar" buldu.
Scudder, bu kapıların zaman zaman uzun süre açık kalabildiğini ve "gezegenimizden 93 milyon mil uzaklıktaki güneşin atmosferine kesintisiz bir yol oluşturduğunu" söylüyor. X-noktası veyadifüzyon alanı olarak adlandırılan kapılar, gök cisimlerinin manyetik etkisi ile oluşuyor. Kapıların "görünmez, kararsız ve yakalanması" zor olduğu, herhangi bir uyarı vermeden açılıp kapandığı söyleniyor. Kapılar açıldığında, faal parçacıkları yüksek bir hızda dünyanın atmosferindengüneşin atmosferine aktarabiliyor. Bu ise jeomanyetik fırtınalara yol açıyor.
Kapıları bulmanın şu anki tek yolu, Scudder tarafından keşfedilmiş bulunuyor. Scudder, NASA'nın Themis uzay aracı ve ESA'nın Cluster uydularından sağladığı bilgiyi kullanarak NASA'nın Polaruzay aracından gelen veriler arasında kritik ipuçları bulmuş. Scudder, uygun donanıma sahip bir uzay aracının bu ölçümleri yapabileceğini ve kapıları algılayabileceğini söylüyor. NASA, Magnetospheric Multiscale adındaki görevi kapsamında böyle bir uzay aracını hazırlıyor ve onu 2014'de uzaya gönderecek. (Alıntıdır)