Kur'an-ı Kerimden Ayetler

 MAKALELER 

GERÇEK CENNET ANLAYIŞI

 

Gerçek İslam’ın Önünü Kesme Çabaları mı?

 

Vatikan Şehir Devleti Başkanı ve Katoliklerin ruhani lideri Papa Francis 25 Ekim 2017 tarihinde Vatikan’ın ünlü Aziz Petrus Meydanı'ndaki halkla buluşmasında dini öğretilere ilişkin konuşmasında alışılmışın dışında bir söylem ile; “Cennet, umudumuzun hedefi” başlığını işledi ve “Cennet, Tanrı ile kucaklaşmaktır, sonsuz aşktır” dedi. 

(https://www.catholicnewsagency.com/news/pope-heaven-isnt-a-fairy-tale-its-an-embrace-with-god-71086)

(http://odatv.com/cennet-masalsi-bir-yer-degil-2510171200.html)

 

Ortaçağ Avrupasında bir tür günah çıkarma ve ölümden sonra cennette gitmek için Endüljans adı altında Papa'nın af belgesi sattığı, bazı episkoposların daha da ileri gidip cennetten arsa sattığı hâlâ tarih kitaplarındaki yerini alırken, Papa Francis’in, bugüne kadar ortaya koydukları cennet inancına ters bir çıkış yapması aklımıza bir çok soruyu getirmektedir.

 

1.400 Yıllık Planın Sonuna Doğru mu Gelindi?

Hz. Peygamber Efendimizin (s.a.v) vefatı ile süregelen gerçek İslam’ın ve Kurân-ı Kerim’in hakikatlerinin üstünün kapanması konularına gerek kitaplarımızda gerekse makalelerimizde yer vermiştik. Siyonist sistemin hakikatleri örtmek adına yapmak istediklerini sözde Tevrat’larına ayet olarak yerleştirdiklerini, “onların dillerini karıştırınız ki birbirlerini anlamasınlar” diyerek düstur edindiklerini de açıklamıştık. Gerçek İslam’ın aydınlanmaya başlaması ve Kur’ân hakikatlerinin ortaya konması gerek Yahudi alemini gerekse de Yahudiliğin bir mezhebi konumuna gelmiş Hristiyan alemini tedirgin etmektedir.

 

Papa Francis’in durduk yere inandıkları cennetin aksine bir cennet tasviri yapması da bunun ilk belirtileridir. Gerek Kur’ân-ı Kerim ayetlerinin gerçek manası, gerekse sahih hadisler zaten bize gerçek cennetin Allahü Teâlâ ile olmak olduğunu ortaya koymakta iken, Papa’nın bunu sahiplenmesi ve yeni bir bilgiymiş gibi ortaya koyma çabası algı yönetimi çabalarıdır.

 

Her ne kadar gerek Yahudi alemi gerekse Hristiyan alemi yüzlerce yıldır İslam’ı karşılarına alsalar da, biz biliyoruz ki "İslam insanı yükseltmek için vardır." İslam’ın amacı insanı Allahü Teâlâ’nın dilediği, görmek istediği hale getirmektir. İslam bunu yaparken dil, din, ırk, cinsiyet ayırt etmez. Tüm söylemi “insan” olan içindir. Bu yüzden bizler de hiçbir dini kınamıyor ve ötekileştirmiyoruz. Tüm söylemlerimiz de İslam gereği olarak “insan” içindir. Sadece bu güzel hakikat dinini kapatmaya çalışan, insanın üstün yaratılışını ortaya koymamıza ve İslam hakikatlerinin yayılmasına engel olan düşüncelere karşıyız.

 

Papa da bu çıkışı ile Kur’ân hakikatleri ile ortaya koyduğumuz gerçeklerin önünü kapatmakta ve bu tarifleri yapanların Papa’nın söylemini desteklediği yönünde saptırmalara yol açmaya çalışmaktadır. Böylelikle “gerçek cennet Allahü Teâlâ’nın varlığını bilmek ve O’nunla olmaktır” diyen İslam’ın önüne “bu görüşü biz ortaya koyduk ve bunu da İncil’den söylüyoruz” demektedir. Peki yüzlerce yıldır cennet planları ile insanları Hristiyanlıkta tutmaya çalışan bu yapı ne oldu da şimdi fikrini değiştirdi?

 

Cennet, Hristiyan inancına göre "Göklerin Krallığı" veya "Allah'ın Egemenliği" olarak tanımlanır. Bu tanımlamalara göre cennet, Allah'ın kesinlikle ve tamamen egemen olduğu, O'nun mukaddes irade ve isteğinin kesinlikle hakim olduğu göksel ve ruhsal bir krallık ya da egemenliktir. Cennet, aynı zamanda "Işıklar ülkesidir", burada tüm insanlık Tanrı'nın ışığıyla aydınlanacak ve iman etmiş her bir insan cennette ışıl ışıl parlayacaktır. Yüzlerce yıldır söyledikleri söylemi bir kenara bırakıp, hakikatleri ortaya koyduğumuz bu dönemde yeni bir cennet tasviri ile ortaya çıkış, iyi niyet düşüncelerinin de ötesinde altındaki sırları araştırmamız gereken bir durumdur.

 

 

Yıllardır Kur’ân-ı Kerim’de Bize Sunulan Gerçek Cenneti Anlattık…

Ayetlerin ve Hz. Peygamber Efendimizin (s.a.v) hadisleri ışığında tüm sohbetlerimizde, makalelerimizde ve kitaplarımızda gerçek cenneti ve cehennemi anlattık. Gerçek cennetin Allahü Teâlâ’nın huzuru olduğunu tüm insanlığa hatırlatmaya çalıştık. Bunu da tamamen ayetler ve hadislerle ortaya koyduk. Çünkü biliyoruz ki cennet yeme içme yeri değildir. Aşağıda değişik zamanlarda söylemiş olduğumuz ve gerek sitemizde (www.caferiskenderoglu.com.tr), gerekse de kitaplarımızda yer verdiğimiz cennet, cehennem kavramlarından örnekleri bulabilirsiniz:

 

Cennet üreme yeri değildir. Ademlerin cennette indirilme sebebi budur. Cafer İskenderoğlu / Ademlerin Yaratılışları, Makale, 2012

 

“Yoksa cennet meallerde anlatıldığı gibi, insanların su ve şarap fışkırtma oyunu oynadığı bir mahal değildir. Orası cennet kadınlarıyla oynaşıp, zebercet koltuklara oturup keyif çatılacak bir makam da değildir. Allahü Teâlâ insanlara böyle basit şeyler vaat etmedi. Onun vaat ettiği (Nur Suresi’nin 35. ayetinde de belirttiği gibi) bir batında (Şen’de – yahut da bir Amâ’dan yayılma) 16 defa ayrı ayrı yaratılarak, zeytinin içinden yağının çıkması gibi olgunlaşarak, nurani bir fanus içerisinde ebedi Ruha bağlanarak, Allahü Teâlâ’ya isim olma şerefini kazanmaktır. Cennet-i Alâ bu hali kazanmaktır”. Cafer İskenderoğlu / Dehr Suresi, Ledün Damlaları, 2012

 

“Cennet; hepimizin geldiği, Elest Günü’nde var olduğumuz, Cennet-ül Alâ dedikleri yerdir. Hazreti Peygamber Efendimizin (s.a.v) mübarek sözlerinden duyduğumuz “Bana orada kardeş olunuz, komşu olunuz” dediği cennet de orasıdır. Bizler ilk yaratıldığımızda zaten oradaydık. O’na komşuyduk, O’nun yanındaydık”. Cafer İskenderoğlu / Halef, 2015

 

“Zaten Allahü Teâlâ’nın varlığına dönmek cennetten de ötedir. En üstün cennet, Allahü Teâlâ’nın kendi varlığıdır. Hani o yaratılışımızda bilinçlendiğimiz ‘An’ vardı ya, işte o ‘An’ içerisinde ki Allahü Teâlâ’nın sayısız esma ve isimlerinin, ilimlerinin toplanıp insanı, insan yapma amacıyla Zatından Zatına tecelli ettiği halin aslı asıl cennettir. İşte bizim ulaşmak istediğimiz cennet orasıdır”. Cafer İskenderoğlu / Halef, 2015

 

“Yeryüzündeki hayatımızda bu ibadetleri gerçek manada yaparsak asıl geldiğimiz yerdeki o gerçek secdemizi, Rabbimizin varlığı içerisindeki gerçek tavafımızı, Rabbimizin huzurundaki yemeye, içmeye ve nefes ihtiyacı olmayan asıl bedenimizin varlığını hatırlatmış oluruz. Bu ibadetleri yaparken gerçek manada ilimlerle de donanmalıyız. Yoksa cehennemde şöyle yanar, cennette şu kadar huri var şeklinde bilgiler, ilim değildir. Bu söylemler, nefsine karşı zayıf insanları ahiret alemine dair korkutmak veya cennet alemine heveslendirip sevindirmek için söylenmiş sözlerdir”. Cafer İskenderoğlu / Halef, 2015

 

“İman etmiş, imanın son seviyesinde oraya ulaşmış bir insanın, Allahü Teâlâ’nın Rab halinde tekrar haşır neşir olmaması, o insanın Rabbiyle birlikte olmaması onun için gerçek cennetten uzaklaşmaktır. Gerçek mümin için Allah’tan (c.c) ayrı kalmak cehennemdir. Allahü Teâlâ ile bilerek beraber olmak cennettir”. Cafer İskenderoğlu / Allah’a Yolculuk, 2016

 

“Ayetlerden de anladığımız gibi her şey yine Allahü Teâlâ’nın varlığında toplanacaktır. Cennet bize bahsedildiği veya meallerde vaat edildiği gibi bir yer değildir. Hakikatleri bilmemiz lazım. Hakikat olarak bilmemiz lazım. O zaman insanın tek hedefi, tek imtihanı; Hak ile Hak olmaktır. Rabbini tekrar bulmaktır. O hasret gününün hakkını vermektir. “Ya Rab. Döndüm geldim huzuruna” diyecek bilinçte olmaktır. İşte o zaman gerçek cennetti bulabiliriz.” Cafer İskenderoğlu / Allah’a Yolculuk, 2016

 

“Cennet ise Allahü Teâlâ’nın huzurudur. Cennet, Elest günüdür. Cennet, orada sonsuz gibi görünen Nurlar âlemidir. Her an hazır ve nazır olan Rabbinizin her an orada varlıklara bir şeyler öğrettiği, anlattığı ve kendi varlığında secde ettirdiği, Rabbe davet ettiği noktadır. Cennet de budur”. Cafer İskenderoğlu / Allah’a Yolculuk, 2016

 

“Allahü Teala’nın varlığında olmak cennet, bilinç olarak O’ndan uzak olmak cehennemdir”. Cafer İskenderoğlu / Rahmân - İsm-i Azâm Sırrı, 2017

 

“Allahü Teâlâ ile olan halimiz O’na tekrar tekrar dönüp, tekrar tekrar tecelli etmek olmalıdır. Cennet arıyorsanız gerçek cennet budur. Cehennem arıyorsanız o cehennem de mağriplerde, karanlıklarda kalmaktır”. Cafer İskenderoğlu / Rahmân - İsm-i Azâm Sırrı, 2017

 

“Allah’ın varlığından üste bir cennet var mıdır?” Cafer İskenderoğlu / Rahmân - İsm-i Azâm Sırrı, 2017

 

“Allahü Teâlâ’yı bilmeyi, her an O’nla olduğumuzun idrakine varmayı cennet, bilinç olarak Allahü Teâlâ’dan uzaklaşmayı, bilincin sıfıra yakın noktaya inmesi, Allahü Teâlâ’yı sadece yalvarma makamında bilmeyi ise cehennem olarak tarif etmiştik. Allahü Teâlâ’nın huzurunda bulunmak, Elest günündeki gibi “Evet, sen bizim Rabbimizsin” deyip O’nu her hali ile anlayıp seyretmek bizim cennetimizdir. Kur’ân’da tarif edilen de budur”. Cafer İskenderoğlu / Rahmân - İsm-i Azâm Sırrı, 2017

 

“Elest günü, Allahü Teâlâ’nın huzuru bizim için cennettir. Rabbimizin huzurunda bize ilim öğretmesi, Rabbimizin varlığında cem olmamız, Rabbimizin varlığında FenâfilRab halimizle O’ndan bize ebedi hayatımızda lazım olacak tüm ilimleri de almamız ve o halde O’nunla O olmamız bizim cennet âleminde bu halimizi yaşamamız demektir”. Cafer İskenderoğlu / Rahmân - İsm-i Azâm Sırrı, 2017

 

...

 

Papa Franchis “Cennet masalsı bir yer değildir, hatta büyülü bir bahçe de değildir. Cennet, Tanrı ile kucaklaşmaktır, sonsuz aşktır” diyerek bunu yeni öğrenmiş olabilir. Ancak bizlere bunu Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v) 1400 yıl önce öğretmişti. Belki bunların üstü bazı güçler tarafından örtülmüştü ama yine de tamamen kapatılamadı ve bizim kitaplarımızla da tekrar hatırlatıldı.

 

 

Gerçek İslam Asla Üstü Kapatılacak Bir Din Değildir.

 

Hakikatler mutlaka ortaya konacaktır. Bunu engellemeye hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Allahü Teâlâ’nın izniyle bu ilimler yavaş yavaş ortaya konuyor. Papa varsın bu açıklamayı şimdi yapsın. Biz yıllardır bu açıklamaları yapıp kitaplarımızda ortaya koyduk. Bu söylemler Hristiyanlığın malı değildir. Bu söylemler gerçek İslam’ın söylemleridir. Papa ve ekibi bunu toplulukta, durduk yere söylüyorsa altında mutlaka bir amaç vardır. Biz bu amacın farkındayız. Bu amaç gerçek İslam’ın tüm dünyayı sarmak üzere olduğunun paniği ile önünü kesme çabasıdır.

 

Allahü Teâlâ’nın izniyle kitaplarımız ortada olduğu için bu ilimlerin önceden ortaya konduğu aşikardır ve baki kalacaktır. Bir zaman sonra kitaplarımızı okuyanlar, “bak Papa da bu açıklamayı yapmıştı. Bu söylem demek ki Hristiyanlık inancının açıklamasıdır” diyemeyecekler. Bunun yanısıra Hristiyan ve Yahudi temsilcileri de çıkıp “sizin bu söylediklerinizi Papa Francis zaten söylüyordu” diyemeyecekler. Çünkü biz bunları Papa’dan yıllar önce söyledik ve ayetlerle de ortaya koyduk. Bunlar da bizim şahsi görüşlerimiz değil Kur’ân hakikatleridir.

 

Son din İslam, son peygamber ise Peygamber Efendimizdir (s.a.v). Bizim amacımız diğer din ve peygamberleri yok saymak değildir. Ancak biliyoruz ki son din olan İslam, hakikat dinidir ve hakikatleri ortaya koyandır. İslam’ı yok sayan, teğet geçen ve hakikatleri sahiplenmeye çalışan tüm yapılarla da mücadele etmeliyiz. Hakikatler tüm insanlık için vardır. Ne yazık ki dünyada bu unutulmuş ve bir çok grup tarafından tekelleştirilmiştir.

 

Gerçek cennet İslam’da tüm detayları ile ortaya konmuştur. Bunun için yeni bir hedef belirlemeye, misyon elde etmeye gerek yoktur.

 

Bunun yanısıra İslam aleminin de bu kavramları öğrenmesi ve sahip çıkması gerekmektedir. Cenneti ve cehennemi kavrayamayan zihniyet yüzünden İslam gerçekleri engellenmekte ve anlatılmamaktadır. Hâlâ hurilerle dolu, meyve bahçeleri ile çevrili, atlas döşekler, ırmaklar aradığımız bir cennet hayali peşinden koşuyoruz. Bunlardan uzaklaşmalı ve “Allahü Teâlâ’nın varlığında olmanın” gerçek cennet olduğunu kavramalıyız.

 

İslam ve İslam’ın kutsal kitabı Kur’ân’ın amacı; insanı, Allahü Teâlâ’nın evrende yükselmesini emrettiği zirveye yükseltmektir. Bunu öğrendik, bunu söyleriz...

 

Cafer İskenderoğlu, 29 Ekim 2017