Kur'an-ı Kerimden Ayetler

 LEDÜN DAMLALARI 

ESMALARIN LİSANI VE ZUHURU

 

FİHİBİSMİLLAHİ 

Bismillâhirrahmânirrahîm 
 

ESMALARIN LİSANI VE ZUHURU!
1. Mutlak hükümranlık elinde olan Allah, yüceler yücesidir ve O'nun her şeye gücü yeter. 

2. O ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır.

3. O ki, birbiri ile âhenktar yedi göğü yaratmıştır. Rahmân olan Allah'ın yaratışında hiçbir uygunsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun?

4. Sonra gözünü, tekrar tekrar çevir bak; göz (aradığı bozukluğu bulmaktan) âciz ve bitkin halde sana dönecektir.
MÜLK SURESİ 1-2-3-4 

 

Allahü Teala’nın yarattığı her varlık bir düzen, denge içerisindedir. Bu İlahi düzen içinde harika ve hayretlere düşüren bir yaratılış zincirinden başka bir şey göremezsiniz. Allahü Teala her an yeni yani daha önce tertip ve eşyada cem görevi vermediği Esmalarıyla yeni varlıkları yaratma halindedir ki, bir yarattığını bir daha yaratmaz. Çünkü Allahü Teala’nın ilmi ve yaratma hali sonsuzdur, dilediğini dilediği halde yaratır. Allahü Teala’nın bu hali şu ayetle bildirilir:
 
“Göklerde ve yerde bulunan herkes, O'ndan ister. O, her an bir şendedir (yaratma) halindedir. RAHMAN SURESİ - 29 


Yerleri, gökleri ve arasındakileri Allahü Teala, sayısız Esmalarının zuhurundan yaratmıştır. Esmaların zuhurunda o Esmalar, Allahü Teala’dan aldığı emirle Kainatı oluştururken, her Esma kendine verilen sultan güçlerle hem kendi kendini zikrederek, hem de İlahi nizam içerisinde (ki Esmalar kainata; renk, ışık, geometrik şekiller, tatlar ve çeşitli kuvvetlerle dengeli bir biçimde) yayılmışlardır. Bu hal Kainat’ta Allahü Teala’nın Esmalarındaki İlahi nizamın sanat eserleri olarak görülebilir. Bu her türlü İlahi yeteneği içeren Esmaların oluşturduğu varlıklarda almış olduğu biçim, kainatın içindeki sistemde, yörüngelerde, yollarda, renklerde, tatlarda, görüntülerdeki dengedir. İlahi denge en küçük zerreden hücreye, bitkilerden, böceklere, gezegenlerden galaksilere kadar vardır.


 
Göğü Allah (Kainatı) yükseltti ve mîzanı (dengeyi) O koydu. RAHMAN SURESİ-7

 

 

İşte bu kainat ve içinde var olanların dengesi bilinçlidir. O denge sahipleri bilinçlerini kendi varlıklarını meydana getiren Esmalardan alırlar. Yani İnsan ve Kainat, kendilerinde inşa edilen bu dengeyi, yine kendi varlıklarını oluşturan Esmaların zikir ve sultan güçlerinden alırlar.

 

İlahi denge ve Esmanın zuhuru, zahir alemde renk, biçim ve şemail olarak tabiatta başka görünür. O sanat eseri görüntülerde İlahi nizamı, dengeyi görebilirsiniz. Zerreden küreye bu mevcuttur.

 

 

Kar tanesindeki, İlahi denge ve nizam ve Esmanın zuhuru yukarıdaki resimde misaldir. Bu hal ve şekiller varlıkların zikrinin vücuda gelmiş görüntüsüdür.


“Göklerde ve yerde bulunan her şey Allah'ı tesbih etmektedir. O, azîzdir, hakîmdir.” HADİD SURESİ-1

 

 

“Allah her an yaratma halindedir!” ayeti gereği yaratılan her varlığı meydana getiren Esmalar, Allahü Teala’nın bu her an değişen yeni Şen’lerinin etkisiyle oluşur, kemale erer ve ölürler. Yani tekrar Esmalara dönüşürler. Daha önce vücut almış Esmalar topluluğu, bir daha görev almamak şartıyla AMA’ya dönerler. Böylece her yeni yaratılan, vücuda gelen her varlık yeni Esmaların ceminden oluşur. Bu süreç içinde de her varlık "ol"dan "öl"e kadar her an şekil, renk, hal ve bilinç değiştirir.

 

 

Her an varlığa gelen yaratılmışlar, aynı gruptan olsalar da birbirine benzemedikleri gibi her an değişik hallerdedirler.

 

 

Bu gördüğünüz fotoğraflardaki hal, o varlıkları yaratanın Esmalarının sadece görüntü olarak zuhura gelen zikri hallerdir. Yaratılmışlarda daha sayısız ve her an değişen haller vardır. 


İşte İnsan da kendi varlığında her an fizyolojik ve manevi olarak da değişim içindedir. İman ehli mana yolculuğunda vücuttan nura doğru yol alırken bu hali fark eder ve her an olan ŞEN’in tecellisi altında olgunlaşır, İnsanı kamil olur.


Tıpkı yukarıdaki fotoğrafta görülen kelebeğin değişimi gibi...


Avam insan; kelebeğin yumurtası gibi sabit hayata sahiptir. Yer, içer, uyur, uyanır, düşünce ve üretimi statiktir.


İnsan; yumurtadan çıkan tırtıl gibidir. Yarı özgürdür, araştırır, imanını ilmini artırır, üretir.


Kelebek; İnsan-ı Kamil gibidir tayyi mekan yapar, insanlara ve varlıklara hizmet eder. Varlığını oluşturan Esmalarının her an ŞEN’ini yaşar bedeni ölse de ölmez. (Yanlış anlaşılmasın bu verdiğimiz bir misaldir.)


O, size rahmetinden iki kat versin ve size ışığında yürüyeceğiniz bir nûr lütfetsin; sizi bağışlasın. Allah, çok bağışlayan, çok esirgeyendir. HADİD SURESİ-28


İşte Hadid 28’deki ayetin vaat ettiği “rahmetten iki kat” zahir ve batın ilimlerdir. “Işığında yürüyeceğiniz yol” ise zahir ve batın ilminin gönül aleminize yansıyan İlahi nurudur. O nurla görür ve bilirsiniz..


Kainat ve içindeki her şey ayetlerdir. Bu ayetleri tefekkürle okuyun. Zikirle ve ibadetle kendinize okunacak sayfalar bulun.

“Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. O, diriltir, öldürür. O, her şeye gücü yetendir.". “O ilktir, sondur, zâhirdir, bâtındır. O, her şeyi bilendir.” HADİD SURESİ -2-3 


“İnsanlara ufuklarda ve kendi nefislerinde âyetlerimizi göstereceğiz ki onun (Kur'an'ın) gerçek olduğu, onlara iyice belli olsun. Rabbinin her şeye şahit olması, yetmez mi?” FUSSİLET SURESİ – 53 


Yukarıda sizlere nefislerinizde (varlıklarınızda) ve ufuklarda (Kainatta) olan ayetlere bir zerre misali tercüman olmaya çalıştık.
Unutmayın İnsan, Allah’ın diğer varlıklara karşı övündüğü bir varlıktır. Allah’ın her an ŞEN’i, İnsan için ve İnsanın bilmesi içindir.


Esfeli safilinde karanlıklara takılıp kalmayın...


Başkaların fikirleri için çatışmayın...


Allah’ın bizlere lütfü olan Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve Kur'an bize yeter…
 

Allah’a emanet olun..
Duada bizleri de unutmayın…


Cafer İSKENDEROĞLU