Kur'an-ı Kerimden Ayetler

 LEDÜN DAMLALARI 

MİRAÇ KANDİLİ HAKKINDA

FİHİBİSMİLLAHİ

 

MİRAÇ KANDİLİ HAKKINDA
 
Miraç, "uruç, yükselme" anlamındadır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) o günlerde büyük baskılar altında tebliğini sürdürmektedir. Ümmet henüz bir avuç kimsedir. Alemlere rahmet Peygamber (s.a.v), Allah'a (c.c) karşı duyduğu büyük özlem ve burukluk içerisinde bir halde iken "kardeşim" dediği Cebrail (as) müjde ile gelir:


- YA RESULLULLAH ALLAH (C.C) SENİ ZATINA DAVET EDİYOR!


"Sübhanellezı esra bi abdihı leylem minel mescidil harami ilel mescidil aksallezı barakna havlehu li nüriyehu min ayatina innehu hüves semıul besıyr" İsra suresi – 1


"Allah kuluna (Resulullah'a) birçok ayetini (katında, AMA'da) duyurmak için (onu) Mescid-i Haram'dan (Kabe'den) Mescid-i Aksa'ya (esra = seri bir şekilde = tayyi mekanla) alarak, (Mescid-i Aksa'dan katına, yıldırım ışığı "barakna" hızıyla) nur bedenle (havlehu li nüriyehu =nur bedene döndürüp) katına AMA'ya almıştır.


Yukarda ki ayette anlatıldığı gibi yüce Peygamberimiz (s.a.v) miraca akıl, nur beden olarak gitmiştir. Sidretül münteha'ya kadar da Cebrail (as) O'na arkadaşlık etmiştir.


Sidretül münteha Allah'ın (c.c) zatından zatına tecelli ettiği ilk andır. Ama ile Amada tecelli etmiş varlıkların zuhura geldiği sınırdır. Dolayısıyla sidre sınırın ötesi İlah'ın sayısız esması ve nurun ala nurdur. Meleklerin yapısı sadeca nur olduğu için Cebrail (as) sidrenin sınırını geçememiştir. Geçseydi yaratılmadan nurun ala nurda helak olurdu. Bu sebepten sidrede Cebrail (as) "ya Resulullah, buradan öteye geçersem yanarım" demiştir. Peygamber Efendimizin (s.a.v) hakikatı nurun ala nur olduğu için sidreyi geçmiş, sonsuz esmalar denizi ile sınırlı esmalar denizi birleşmiştir ve o an Peygamber Efendimiz (s.a.v) hasret gününün doyumsuzluğuna dalıp özlem gidermiştir.


İşte miraç sünnettir. Bu sebeple Yüce Peygamberimiz (s.a.v) bir hadisinde; "Namaz müminin miracıdır" buyurmuştur. Mümin, önce namazla, sonra ilimle, sonra da zikirle miraç eder. Mümin bu halle ilk miracını fena-fil-resul haliyle Resulullah Efendimize (s.a.v) olan aşkıyla yaşar. Nasibinde varsa ve çok büyük bir Allah aşkıyla isterse de Fenafillah haliyle sidreye kadar nasibi olur.

 

Mümin için kainatın kıyametine kadar Ama'ya dönmek yoktur. Ancak sidreye kadar gidebilir, Vakıa suresinin ilk 37 ayeti bu hali anlatır, acizane bizim verdiğimiz mealde bu halin yaşanma şeklini o ayetlerde bulacaksınız. Müminlerin Ama'ya dönmesi Mümin suresinin 16. ayetinin hayata geçmesinden sonra olur:


"Yevme hüm barizun la yahfa alellahi minhüm şey' li menil mülkül yevm lillahil vahıdil kahhar" Mümin suresi -16


O gün kıyamet sonrası yerler gökler sıyrılıp alınmıştır ve Allah'tan başka var olan yoktur ve işte bu esnada Allah (c.c) buyurur; "Bugün mülk kimin?"


Bu hitap karşısında hiçbir muattap yoktur ve cevabını yine Allahu Azimüşşan verir; "Bugün mülk vahid ve kahhar olan Allah'ındır"


Allah'ım her an mülk ve her varlık senin biz aciz kullarını da sidrenin gölgesine kabul eyle. 

 

Her günümüzü secdede, ilimde, zikirde sana mirac halini nasip eyle.


Her sünneti işlememizi Allah (cc) cümlenize nasip eylesin her gününüz miraç olsun, bizi duada unutmayın.


Bu gecenin hürmetine, ümmeti olmakla şereflendiğimiz, uğruna canlarımız feda sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) Efendimiz'in ruhuna ve gelmiş geçmiş tüm Enbiya ve Evliyanın ruhlarına  El-Fatiha..


CAFER İSKENDEROĞLU